26 Ağustos 2010

Yorumsuz...

Tersine Yaşam


Hayat zor.

Bütün bir ömrünüzü, hafta sonlarınızı harcıyorsunuz,

Sonunda elinize geçen ne oluyor?

… Ölüm, harika bir ödül!

Hayat tersine yaşanmalıydı bence.

Önce ölümü savuşturmalıydık başımızdan.

Yirmi yılımızı huzurevinde geçirip,

Çok gençleştiğimiz için atılmalıydık.

Altın bir saatimiz olduktan sonra işe başlamalıydık.

Kırk yıl çalışmalıydık, ta ki

Emekliliğin tadını çıkarabilecek denli

Gençleştiğimiz güne kadar

Üniversiteye gitmeliydik sonra, liseye hazır hale gelene dek

Parti yapmalıydık

İyice ufalmalıydık, oyun oynayıp

Sorumluluklarımızı unutmalıydık.

Küçük bir bebek olunca annemize dönmeli,

Son dokuz ayımızı yüzerek geçirmeli

Ve sevgi dolu bir bakışta son bulmalıydık.

"Norman Glass"

13 Ağustos 2010

SEBZELİ OMLET

Eteğimde Kerem'le alelacele hazırlanmış bir kahvaltıyı şenlendiren  sebzeli omletin sebzeli kısmını önceden hazırlayıp buzdolabında saklayabilirsiniz. Akşam hazırlayıp sahurda pek ala bir yemeğe dönüşebilir yani. Yanında da buzdolabında bekleyen yaşlılıktan büzülmüş şeftali ve ekşilikten yenemeyen elmalardan yaptığım meyve suyu vardı. İkisi bir araya geldiğinde hiç beklemediğimiz bir lezzetle karşılaştık.
Herkese bereketli Ramazanlar olsun...




Malzeme (2,5 kişilik)

5 yumurta
1 çay bardağı süt


Sebzeli iç,
1 diş sarımsak (Özgür'den onay çıksa bir kafayı koyardım)
1 küçük boy soğan
3 domates (kabukları soyulmuş ama rendelenmemiş, zar büyüklüğünde kesilmiş.)
1 tane zar büyüklüğünde doğranmış kırmızı biber
2 tane zar büyüklüğünde doğranmış yeşil biber
2 yemek kaşığı tereyağ

Sarımsak ve soğan tereyağında pişirildikten sonra biberler eklenir. Biberler yumuşamaya başlayınca da domates ilave edilir. Sebzeli karışım budur. Eğer bekletmeden omleti yapacaksanız hafif çırpılmış yumurta ve sütü tavaya ilave edin. Sonra yapacaksanız hava almayan bir kapta sebzeli karışımı bekletebilirsiniz. Afiyet olsun...

11 Ağustos 2010

MUTFAĞIM(IZ)DAKİ CANAVAR ve GÜNEŞE YATAN VİŞNELER

3 Penceremin önünde
güneşte beklettiğim vişneler
1 Düğün akşamının
baş kahramanı
2 Julie & Julia Project
İşte budur. Yaptığım yemeklerin fotoğrafını çekemeyişimin hatta zaman zaman yemek bile yapamayışımın arkasındaki canavar, halinden de anlaşılabileceği gibi, gördüğünüz ufaklıktır. Okuldan koşarak eve geldiğim her gün, akşam yatana ve pestilimiz çıkana kadar yoğrulup oynaşıyoruz bu adamla biz. Kendisi dünyanın en beyefendi takılan hergelesi olduğu için başkalarının yanında mesafeli ama baş başa kaldığımızda kafamın üstünde geziniyor. 

Onunla ilgili anlatılacak çok şey var ama ben kendimi bir an önce yemeklere vermek istiyorum. Özellikle de geçen hafta sonu izlediğim "Julie&Julia" filminden sonra. Sağolsun sevgili Melike'nin tavsiyesi ve Serhat'ın lojistik desteği ile bu güzel filmi edindikten uzun bir süre sonra bitirmeye inat ederek izledim. Benim gibi yemek yapan ve denediklerini paylaşmaktan zevk alan herkesin izlemesini şiddetle öneriyorum. Meryl Streep'in müthiş oyunculuğu ile film iyice taçlanmış.

Haftasonu Kerem ve Sezen'le Bodrum'a annemlerin yanına gidiyoruz. Cuma gününe kadar penceremin önüne koyduğum vişnelerin iyice suyunu salması ve şekerin erimesini bekliyorum. Kendileri bu bir haftalık güneş banyosunun ardından karanlık bir odada 1 ay dinlenmeye çekilecekler. Sonuçta bayramda ikramlık vişne likörümüzün hazır olacağını düşlüyorum. Yalnız ufak bir detayı atlamışım ki; 1 kg vişneden çok az su çıkıyor. Yani bir içimlik likör ilk kime denk gelirse, orada bitecek. Neyse sonucu göreyim, tarifini paylaşır, devamını da yaparım diyorum ve herkese püfür püfür bir yaz diliyorum. Sevgiler, Selen