" Seni anlatacaktım. . Senden söz edecektim. . Ya da senden haberdar edecektim. Seni bilsinler istedim belki de . . İsmini söylesem; kimin aklında şımarık, kimininkinde uysal, kiminde cahil, kiminde alim, kiminde mazlum, kiminde zalim, kiminde genç, kiminde yaşlı, kiminde çirkin, kiminde güzel birşeyler canlanacaktı. Herkes kendi aklından, kendi geçmişinden, kendi kitaplarından, kendi tarihinden, kendi açısından, yani 'kendi'nden bir olta takacaktı sana...Rengini söylemeye kalksam, kimi kötü, kimi iyi, kimi yakan, kimi yanan, kimi duran, kimi koşan, kimi ayık, kimi sarhoş sanacaktı seni. Herkes ' kendi ' rengiyle boyayacaktı seni..Kokunu anlatsam, kimi hoş, kimi iğrenç, kimi hafif, kimi ağır, kimi çiçekli, kimi baharatlı sanacaktı seni. Herkes ' kendi ' burnuyla koklayacaktı seni...Huyundan söz etsem, kimi iyi, kimi kötü, kimi korkak, kimi cesur, kimi tembel, kimi çalışkan, kimi kahraman, kimi kaçak, kimi akıllı, kimi deli sanacaktı seni. Hepsi ' kendi ' kalbinin penceresinden seyredecekti seni... Baktım ki, neyinden bahsetsem ' onlara ', neyinden söz açsam ' onlardan ', neyini söylesem ' onların ' olacak, ne söylesem örtecek seni, sustum, hiç anlatmadım. .. . . . "Cem Mumcu - Hayat Gerçeğe Perde
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder